İnsan biyolojik, psikolojik ve sosyal olarak bir bütündür. Bir bütünün dengeli bir şekilde çalışması içinde bu üç noktaya aynı özeni göstermesi gerekir.
Biyolojik olarak rahatsız olup olmadığımızı, vücudumuzdaki ağrıdan ve ya çeşitli belirtilerden, psikolojik olarak rahatsız olduğumuzu ruhsal yakınmalarımızdan, sosyal anlamdaki aksaklıkları ise ilişkilerimizdeki sorunlardan anlayabiliriz.
Belirtiler her zaman bize ipucu veren küçük işaretlerdir.
Parçanın bütününe bakmak yerine görmeyi denemeliyiz sadece.
**
Bazen sıkça ''Bu neden hep benim başıma geliyor?''
''Neden hep aynı kişiler beni buluyor?''
''Neden sürekli aynı şeyleri yaşıyorum?'' gibi soruları duyuyoruz.
Hatta bundan dolayı yakınanları da görüyoruz.
**
Hayat, insanı bir yaprak misali ordan oraya savururken, yaşananları da değerlendirmesini, kendisine bunlardan bir pay çıkarmasını amaçlar.
Hayatta yaşananların hiçbiri tesadüf değildir.
Yaşadıklarımız, karşılaştığımız insanlar, bulunduğumuz ortam dahil hepsinin altında yatan sebepler ve bize verilen bir ders vardır.
**
Hayat, bir kitap misali.
Sayfayı her çevirdiğinde farklı bir senaryo farklı bir yaşam vardır.
Bizler her ne kadar okuyucu olarak kendimizi görsekte asıl baş karakter biziz.
Çevirdiğimiz her sayfa hayatımızın cümlelere dökülmüş halidir.
**
Başımıza gelen kötü olaylarda ''Neden Ben?'' demek yerine buna da şükür demek ve ileriye bakmak bizler için en iyisi.
Yani hayatımızda yakınmakta, şükür etmekte bizim elimizde.