‘en
yaşlı bendim,
tutuklu kadınların çocukları bana 'anneanne' derlerdi
***
bir gün
havalandırmada
güneşlenirken küçük
bir çocuk yanıma geldi
***
'anneanne gel,
sana bir şey göstereceğim' dedi… duvarın dibinde küçücük bir ot bitmiş. 'anneanne, ağaç bu mu?' dedi…
behice boran'ın hapishane yıllarında en çok etkilendiği anısıdır bu!
***
çok değil
bir süre sonra
çocuklarımız da
adana topraklarında ot gördüğünde ‘ağaç bu mu?’ diye soracaklar bize!
***
çünkü
her yıl o kadar
verimli tarım arazileri imara açılıyor ve o güzelim portakal bahçeleri yok ediliyor ki, sormayın!
***
hiç unutmam!
hacettepe üniversitesi
devlet konservatuarı sınavı için ilk kez ankara’ya gidiyordum. o zamanlar otoban yok tabii. otobüs eski yoldan ilerliyor!
***
akçatekir
yaylası diyorlar
ama!
ortalıkta ev görünmüyor!
her yer yemyeşil,
öyle iç açıcı bir orman var ki bakmaya doyamazsınız, mis gibi çam kokusu nefesinizi ferahlatıyor, insanın dinlenme tesisinden gidesi gelmiyor!
***
otobüs
yolda ilerlerken
çevreme biraz daha dikkatli baktım. o an gördüm güzelim yayla evlerini, hepsi de ağaçların arasında!
***
şimdi gidip
bakın akçatekir'e!
bakmaya ve basmaya kıyamadığınız o güzelim ormanın ağaçları nerede!
***
kimi
apartman gölgesinde
kimi
villaların bahçesinde!
***
otobandan
geçerken bakın!
bilmem hangi tanınmış işadamının apartmanları ve saray yavruları, bir hançer gibi düşmüş ormanın yüreğine!
***
adam
kimden izin almış!
bir sorun bakalım, belediye başkanlarına, amirlerine, memurlarına, çaycısına, kapıcısına bir sorun!
nasıl dikmiş villayı dağın tepesine!
***
işte
bu kentin katili!
o canım çam ağaçlarının bedenlerini baltayla kesenler ve üç kuruş daha fazla kazanma uğruna adana’nın oksijen deposunu iç edenlerdir!
***
bu
kentin katili;
yayladaki ağaçları kestirip ormanı yağmalayanlar ve oradan kazandığı parayla aramızda Allah kitap adına siyaset yapanlardır!
***
bu
kentin katili;
Yaradan’a inanmış gibi görünüp kul hakkı yiyenler ve başkanlık yaptığı ilçede deveyi hamutu ile Tokat’layanlardır!
***
bu
kentin katili;
son model arabalarıyla önümüzden geçip, bilmem hangi lüks restoranda çıtırlarla gezenler ve ardından da gidip verimli tarım arazilerine apartman ekenlerdir!
***
bu
kentin katili;
değersiz gibi gösterip
çok ucuza kapattığı arazilerden, imar düzenlemeleriyle yol geçirenler ve pamuğun, mısırın, buğdayın, ağacın, ormanın, kentin, dahası çocukların geleceğine göz dikenlerdir!
***
aslında
bu katillerin
yatacak yeri yok!
ama
bakalım
sıra pamuğa geldiğinde
yani, imam
‘nasıl bilirdiniz’ dediğinde, adanalılar ne cevap verecek!, hangi mezarlık bunları kabul edecek!