Adana son yılların en sıcak günlerini yaşıyor. Sıcaklar özellikle yaşlılar ile astım gibi nefes sorunu bulunanları olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, vatandaşların mümkün olduğu kadar sabah erken ve öğleden sonra serin saatlerde dışarı çıkmalarını tavsiye ediyor. Havaların bu kadar sıcak olması boğulmaları da beraberinde getiriyor. Sıcaktan bunalıp kanala giren çocuklar, çoğu zaman ya boğuluyor ya da boğulma tehlikesi yaşarken kurtarılıyor.
*****
Boğulmaların önüne geçilmesi için polis ve zabıtalar kadar ailelere de büyük sorumluluklar düşüyor. Hava ne kadar sıcak olursa olsun, ailelerin çocukların kanala girmemesi konusunda önlemlerini alması gerekiyor. Yıllardır alınan bu kadar önleme rağmen boğulmaların önüne geçilmemesi ailelerin bu konuda ne kadar yetersiz kaldığını da gözler önüne seriyor. Kavuran sıcaklar, anne ve babaların yüreklerini kavurmadan önlem alınırsa, böylece üzücü bir sonuçla da karşılaşmamış olursunuz.
*****
Sıcak havalar insanları olduğu kadar doğayı da etkiliyor. Pikniğe giden ailelerin bıraktığı en küçük bir şişe bile güneşin etkisiyle yangına yol açabiliyor. Söndürülmemiş bir piknik ateşi ardından esen rüzgarla büyük bir orman yangınına neden olabiliyor. Bu yüzden kavuran sıcakların yaşandığı Adana’da gerek boğulmaların gerekse orman yangınlarının önüne geçmemiz gerekiyor. Pikniğe gidildiğinde bile en küçük bir duman belirtisini hemen 177’yi arayıp bildirirsek, büyük bir yangını daha başlamadan söndürmüş oluruz.
*****
Pikniğe giden aileler, özellikle orman bölgelerinde yangına mahal verecek şekilde bir ateş yakmamalı çevresinde yakanlar var ise onları da uyarmalıdır. Çünkü bu bir insanlık görevidir. Gerek kanallara serinlemek için giren çocukların engellenmesi gerekse orman yangınlarına karşı gerekli önlemlerin alınması konusunda elimizden gelen gayreti göstermeliyiz. Varlıklarımız elden gitmeden!