Adana’da özellikle belediye başkanları ve milletvekillerinin danışmanlık görevi bir uzmanlık alanı olmaktan çok, ‘bir istihdam, işsize iş yaratma, yakınına ve yandaşına maaş bağlama ya da kendisi hakkında aleyhte bir şeyler bilen kişiyi susturmak için yaratılmış’ bir iş alanı haline geldi.
Burası çok önemli; elbette işini alın teriyle, onuruyla, ahlakıyla ve dürüstçe yapanları tenzih ediyoruz. Çoluğuna çocuğuna helal lokma yedirenlerle işimiz olmaz. Sözümüz zaten onlara değil.
Ama öğrenmek istediğimiz kim kimin danışmanı. Bunu bir açıklayın.
Soruyoruz verilen cevaplara bakın:
“…Ben başkan danışmanıyım. Yanımdaki benim danışmanım. Öteki basın danışmanı. Daha öteki bu katın danışmanı
…Ben Ankara’daki danışmanıyım, o Adana’daki danışmanı
…Ben ilan danışmanıyım, bu reklam danışmanı, bu abone danışmanı, bu fotoğraf danışmanı, bu haber danışmanı, bu ceket danışmanı, bu gömlek danışmanı”
“Bu belediye başkanları hiçbir şey bilmiyor mu da bu kadar danışmanla çalışıyor” demezler mi adama?
Biliyor musunuz, sizin hak etmediğiniz halde bankamatikten aldığınız para karşılığında yaptığınız bu kadar işi Adana’da tek başına ve hakkıyla yapan insanlar var. Aldıkları da bir asgari ücret. Onu da alabilirlerse…
Siz de adamız diye gezin sokaklarda!
*****
Elimizi sallasak danışmana değecek. Son zamanlarda bu danışmanlara sayıları hayli fazla bankamatikçi danışmanlar da eklendi. Hiç danışmanı olmayan belediyelerin alt kurumlarında bile danışmanlar türedi. Bu danışmanlar, danışman olmak için taklacı güvercinleri bile geçtiler. Çalıştıkları gazetelerde danışmanı olduğu o kişileri çok rahat eleştirip, aleyhinde yazılar yazarken her şey normaldi… Danışman olunca işleri 360 derece değişti. Şimdi onlar danışman olunca diğer meslektaşları yazarlarken zaman zaman ‘Avantamdan danışmanlıktan olur muyum?’ diyerek bu eleştirileri yapanları haksız yere çok ağır cümlelerle eleştiriyorlar. Hatta ağza alınmayacak kelimeler bile kullanabiliyorlar.
*****
Çıkar ve menfaati için kalemini satarak ya da tehditle danışman olan bu danışman müsveddeleri, tertemiz dünyanın en iyi adamı en namuslu adamı olup çıkıveriyor ta ki menfaatleri çakışana kadar. Dün kirli olan adam nasıl oluyor da bir günde böyle ak pak oluyor anlamak mümkün değil. O da becerileri olsa gerek... Bunlar milletvekilinin ya da belediye başkanının danışmanı olduktan sonra kim araya kim sora yüzünü görmezsin. Havalarından geçilmez. Ne arar ne sorar işi bitmiştir artık. Hem de ekmeğinin tuzu kurudur. Geldiği yerde çektiği sıkıntıları unutmuş, dertler bitmiş, kim ne halt ederse etsin umurunda değildir. Artık o ne de olsa bir danışılmayan bir danışmandır. Ne seni tanır ne de babasını. Kimse kusura bakmasın, bir de danışmanlığını yaptığı milletvekili ya da belediye başkanı ile görüşmek isteyen meslektaşlarını görüştürmedikleri gibi olumsuz cevaplara da hazırdırlar. Adeta yeni meslekleri danışmanlık değil yalancılık olmuş… Herkese söyleyecek ayrı ayrı bahaneleri hazırdır. Kısaca Kemal Sunal’ın Zübük filmindeki gibi zübükler.
*****
Burada asıl suçlu olan bu tip şantaj ve tehditçilere danışmalık verenlerde. Özellikle belediye başkanlarına sormak isterim. Siz bunları tetikçi olarak mı işe alıp kullanıyor sunuz? Yoksa hatır gönül için mi? Kaç tanesi doğru düzgün çalışıyor, işini yapıyor? Kardeşim bu zübüklere sen kimin parasını veriyorsun.
Bir belediyede onlarca danışman olur mu?....Bakıyorsun belediyenin alt kurumlarında bile bu zübüklere danışmanlık adı altında ya da basın çalışanı ismiyle iş verilmiş. Kimisi ATM’ci, kimisi gidip sadece hiç bir iş yapmadan oturuyor.
*****
Soruyorum. Belediye başkanları çıksın, bünyelerinde kaç tane danışman adı altında gazeteci çalıştırıyorlar. İsimlerini ve aldıkları ücretleri tek tek açıklasınlar. Yıllardır bu zübükler sanki belediyelerin devlet sırrı gibi saklanıyor.
Korkmayın, açıklayın.
Millet şeffaflığınızı görsün!