''Deprem insan öldürmez, binalar ve ihmalkarlıklar insanı öldürür.''
Evet, ne yazık ki, binalarımız ve binaların yapımında dikakt edilmeyen hususlar, bizleri ölüme sürüklüyor.
Binalarımızın depreme dayanıklı olanlarının oranları, olmayanlardan daha azdır hatta.
Türkiye'de birçok il deprem bölgesinde olduğundan dolayı bunu göz ardı etmek, sağlam olmayan binalar inşa etmek ve çok katlı binalar yapmak bizler için ölüme davetiye çıkarıyor.
Bu yüzdendir ki, can kaybının yaşanamayacağı en ufak bir sarsıntı da hem can hem mal kaybı yaşanıyor.
***
Dün Düzce'nin Gölyaka ilçesinde meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki deprem çevre illerden de hissedildi.
Depremin meydana geldiği saatten itibaren de yine sabaha kadar 96 artçı sarsıntı gerçekleşti.
İnsanlar korkarak sokaklara döküldü.
Kimisi can havliyle kendini balkondan atarken ya yaralandı ya da hayatını kaybetti.
**
Şimdi ise herkes sokaklarda yaşam mücadelesiyle beraber can güvenliklerinden endişe ediyor.
Hem mal kaybı hem can kaybı endişesiyle cebelleşiyorlar.
**
Her depremde olduğu gibi yine olan insanımıza oluyor.
Verilen sözlere rağmen malzemeden kısılarak sağlam yapılmayan binalar, ihmalkarlıklar silsilesi ve daha niceleri..
Bu konuda belediylerin kontrol mühendisleri masa başında imza atmamalı ve şantiye şefleriyle inşaatın başında bulunup, gözlem yapıp, gerekli incelemeleri yaptırdıktan sonra, uygunsa imza atıp yapıma devam ettirmelidir.
Özellikle deprem fay hatlarının üzerinde bulunan yerlerde bu konulara öncelik verilmeli ve insanların hayatı bu şekilde tehlikeye atılmamalı..
Tabii bizlerde deprem hakkında bilgiler edinmeli, deprem esnasında neler yapmalıyız, kendimizi nasıl koruyabiliriz bunları bilmeli ve tedbirler almayız.
Unutmayalım ki, tedbirsizlik felaketi beraberinde getirir...