Ankara’ya kar yağıyordu. Ardından yağmur başladı. O havada Uğur Mumcu’nun tabutunu sırtladık. Kahpece canına kıyılan meslektaşımız için Adana’dan kalkıp Ankara’ya gitmiştik. Sırılsıklam ıslandık o yağmurun altında. O kadar kalabalıktı ki; cenaze aracından alıp çalıştığı Cumhuriyet gazetesinin önüne getiremedik Uğur Mumcu’yu. Eller üzerinde sarsılmaz bir yürek taşıyordu Ankara… Canımı koyarak omuz verdiğim tabutun çevresinde benim gibi binlerce seveni vardı. Onların arasında ezilmeyeyim diye adeta direniyordum. ‘O küçücük boyunla bu kalabalığın arasında ne işin var’ deseler, yeriydi. Bir yanda yağmur, bir yanda hıçkıra hıçkıra ağlayan eşi, çocukları, çalışma arkadaşları, okurları, sevenleri, bir yanda tabutun üzerine deste deste karanfil atanlar… Ve ilk kez. İlk kez, yıllarca emek verdiği Cumhuriyet gazetesine omuzlarda getiriliyordu Uğur Mumcu. Son mesaisine gelirken omuzlarda taşınıyordu. Ardında, yürekli yiğitlere bir keskin kalem ve bir kırık gözlük bırakarak… ++++ O, ‘Sakıncalı Piyade’mizdi bizim. Sakıncalı Piyade, Uğur Mumcu'nun 12 Mart 1971 muhtırası döneminde yaşanan olayları anlatıp eleştirdiği kitabının adıdır. Askerliğini yapmaya hazırlandığı 12 Mart döneminde bir yazısında, “Ordu uyanık olmalı” sözleriyle, “Orduya hakaret etmek” suçunu işlediği iddiasıyla gözaltına alınmıştır. Ve bu gelişmelerin ardından 1972–1974 yılları arasında Ağrı'nın Patnos ilçesinde, resmi tanımıyla ‘Sakıncalı piyade eri’ olarak bitirmiştir askerliğini… ++++++ Uğur Mumcu aslında şimdi yazmalıydı o kitabını. Güzel de olurdu. Generalken rütbeleri sökülen Valiyken merkeze çekilen Savcıyken yeri değiştirilen Belediye başkanıyken koltuğundan edilen Emniyet müdürüyken ayakkabı kutusuna takılan Gazeteciyken Silivri’ye tıkılan Polisken Gezi’ye katılan Komutanken TIR soruşturması açılan… Ne ararsanız artık… Yazın yazabildiğiniz kadar Sakıncalı Piyadeler! +++++ Araştırmacı Yazar Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konulan bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirdi. Onursuzca kıydılar canına. Bugün 24 Ocak 2014. Aradan yıllar geçti. Değişen hiçbir şey yok. İsterseniz ‘Silah Kaçakçılığı ve Terörü’ okuyun… Bugünü anlatıyor. İsterseniz ‘Söz Meclisten İçeri’yi okuyun… Bugünü anlatıyor. İsterseniz ‘Tarikat, Siyaset, Ticaret’i okuyun… Bugünü anlatıyor. ‘Suçlular ve Güçlüler’i okuyun… ‘Rabıta’yı okuyun… Hepsi daha dün yazılmış gibi. Ben okudum. Bugüne kadar yazdığı bütün eserleri kitaplığımda var. Ünlü yazar Aziz Nesin de okumuş onu ve kitap hakkında bakın ne yazmış: “Ellerin dert görmesin Uğur Mumcu! Sakıncalı Piyade'yi yazdığın için, eline sağlık, ağzına sağlık, canına sağlık. Kendi yazdıklarıma gülemem. Ama senin yazdıklarını gülerek okudum. 'Acı acı gülmek' deyimi vardır ya, işte öyle acı acı güldüm.” Şimdi de bizi acı acı güldürüyorlar. Ama bunları yazacak Adam yok! Adam…