herkes
gitti...
bir o kaldı
bedenini yosun
sarmış ağacın
dibinde!
***
annesini
getirip o
ağacın altına
gömdüler!
***
külü
susmuş
köz gibi
oturuyordu
mezarın başında!
dokunsan
alev alacak...
***
yüz
çizgileri
kurumuş çınar
yaprağı gibiydi...
rüzgar vursa
dalından kopacak!
***
ıssız
duvarların
ardında, demir
parmaklıklara
dayanarak yıllarca
diline hasret kaldığı
biricik annesini toprağa
uğurladı yusuf aslan!
***
dile
kolay,
bilmeyene
hayal gelir...
koca
bir ömür,
10 çocuk,
17 torun!
***
benim
üzerimde
emeği çoktur
yusuf aslan'ın,
ustamızdır
inkar edemem!
bu yüzden kalkıp
gittim omuz verdim
yürek ağrısına...
***
çünkü
ben de
anneme
doyamadım,
bilirim annelere
hiç doyum olmaz
bu ayrılık yurdunda!
***
ustam
hüseyin
sungur da
bir an olsun
yalnız bırakmadı,
dağ gibi durdu
onun ardında...
***
meğer
ne çok dostu,
ne çok seveni
varmış, bunu
orada anladım!
***
eğer
örsle
çekiç
arasında
kalan bir evlatsan,
bir başka seversin
anneni ve onun
ayrılığı derinden
sarsar bedenini!
***
'12 eylül
fırtınasında
cezaevi kapısında
oğlundan bir haber
alabilmek için soğuk
ve yağmura rağmen
günlerce bekleyen...
yıllarca cezaevi kapısını
aşındıran gözü yaşlı ve yüreği
sürekli sıkıntılı ve bıçak gibi
saplanan acıya direnmeye
çalışan o anne artık yok'
diyordu yusuf aslan!
***
daha
nasıl
anlatsın bu
can yangınını,
daha ne desin!
***
yetimliğin
yarattığı
sıkıntıları
aşmaya çalışırken
çocuklarına, kocasına
çevresindeki insanlara
kendini hiç anlatamayan
annesini anlatmıştı aslan!
***
mustafa
gümüşdamla'yı
toprağa verirken de
böyle duygulanmıştım
seyit ali akgül'ü de...
ikisi de adamdı!
***
insan
dostunu toprağa
verirken eksiliyor!
dolduramıyorsun
yerini... ancak
kaybedince
anlıyorsun
değerini!
***
ne
yazmışım
mustafa
gümüşdamla'ya;
***
"sustu
yolların
dudağındaki
türkü!
***
gitti
kaldırımları
uyandıran
çocuk!
***
yağmur
ağladı
denizin
haberi yok!
***
bitti
gönül
sürgünündeki
yolculuk!"
***
işte
böyle!
kimi gönlüne
sürgündür, kimi
dostuna, kimi de
yusuf aslan gibi
annesine...
***
ve
geri
dönüşü
yoktur bazı
sürgünlerin...
***
ve
kaybettiğin
dostlarının
telafisi yoktur!
***
düşsen de
peşine...