Kendisini belirli gruplara ait hisseden bir insan, bu grubun üyeleriyle aralarında ortak noktalar bulunduğunu düşünür. Her zaman olmasa bile bu grup içerisindeki üyelerle uzlaşır ve kendini daha rahat hisseder.
Bunun yanı sıra bir de ötekileşme vardır. Açıkça adı konmasa bile bazı insanlar 'öteki' olarak adlandırılır ve öyle muamele görür. Ötekinin yanlış düşündüğüne, yanlış davrandığına ve onunla uzlaşamayacağına kendince karar verir.
Yanii tabiri caizse öteki alçaltılarak, kendilerini üstün görür ve değerli kılarlar.
**
Etrafımıza baktığımız zaman aslında bu durumun ne kadar da yaygın olduğunu görürüz.
Sadece biraz dikkat ve farkındalık ile görülebilecek bu durum, çocuklarımıza kadar inmiş durumda.
Çocuklar bile kendi aralarında oynadıkları oyunlarda seçici davranıyor.
Misal hepsinin toplu oynadığı bir oyunda bir kişinin oyunu bozması onlar için yeterli bir sebep.
Onu bir daha aralarında almıyor ve oyuna dahil etmiyorlar.
Aynı şekilde bir rahatsızlığı varsa ve bunu biliyorlarsa buda maaalesef ki aralarında dalga konusu oluyor.
Aslında burada çocuk aileden, çevreden gördüğünü uyguluyor birazda.
Yani neyi görüyorsa onun aynısını kopyalıyor.
Etrafında kendisini uyaran bir unsur olmayınca da buna devam edebiliyor.
**
Çocuklardan gençlere, yaşlılardan toplumun her kesimine kadar ötekileştirme mevcut.
Din,dil,ırk, köken, siyasi düşünce vb. düşünceler buna örnektir.
Şuan ki mevcut durumda herkes birbirine karşı önyargıyla yaklaşıyor.
Derdini bilmeden, yaşadıklarına bakmadan, pervasızca insanların kalpleri krıılıyor ve ötekileştiriliyor.
Aslında kenetlenmemiz gereken yerde herkes birbirine karşı gardını alarak gidiyor.
Peki niye?
Neden bu ön yargı?
Her kesimin yaşantısı farklıyken, kökeni ne olursa olsun insan olması yetmez mi?
**
Demek ki bazen yetmiyor.
Belki de yetiştiğimiz ortam, örf ve adetlerimiz, doğup büyüdüğümüz topraklar bu tutuma sebeptir.
Yıllar boyunca süregelen bu öteki savaşları ise insanları birbirine kırdırmaktan başka bir halta yaramıyor.
İnsanlar arasında oluşan devasa uçurumlar ise bizleri birbirimizden uzaklaştırıyor.
Tabii bunun ne kadar farkındayız bilemem.
Yanii demem o ki, ötekileştirmenin sığınığında saklanayım derken zehirlenenlerden olmayın.
Bir kişiye yaklaşırken, kaşı yok, burnu yamuk, yok kökeni bu diye yaklaşmayın.
İnsanlığına bakın.
Size karşı tutumuna bakın öyle karar verin.
Ön yargıyla, kötü kalple değil iyi niyetle yaklaşın.
Yaklaşın ki, iyiyi görün...
Umarım bunu gerçekleştirebildiğimiz zamanlar da gelir...