CEZA GÖBEK ATA ATA GELİYORUM DİYOR
Size cezayı "on beş gün" içinde tebliğ etmek zorundayken tebliğ süresini geçirmiş olsa dahi...
Siz il disiplin kuruluna “Tebliğ için yasal süre geçti, cezanın üzerimden düşürülmesini istiyorum” diye itiraz etseniz dahi...
Bir kere siz adalet, hak ve hakkaniyet dediniz yaa…
Bittiniz siz!
Cezayı yapıştır gitsin... Uydurelleziminel becer...
Boz, 20 yıllık tertemiz sicili…
HELE BÖYLE BİR DURUMDA YÖNETİCİ OLMAYA KALKARSANIZ
Disiplin amiriniz size türlü çeşit mobbing uygulayıp “sahtekar damgası” vurmak için sağlık kuruluna sevk ediyor...
Tüm memuriyet hayatınız satır satır, didik didik inceleme altında...
Kurumdan kovmanın derdindeler, gece gündüz işleri güçleri sizi kurumdan kovmak. Hatta 10 tane avukat bu iş için görevlendirilmişse...
Siz bu ahval ve şerait içinde dahi yöneticilik sınav ve mülakatlarına girmiş ve kazanmış olsanız dahi...
Cin fikirli disiplin amirlerinizde ayak oyunu bitmez...
Burada Cin Ali misali cin fikirler devreye giriyor: Başvuracağınız kurumunuzun adını münhal listelerde yayınlamıyorlar...
Vayyy beee! Ayak oyunu tezgahında zirve, tezgaha bak!
Eeee sizin yöneticilik n’oldu? N’olacakkk, çöp oldu, geçmiş olsun size...
Bırakın yönetici olmayı...
Mobbing gördünüz…
Kamuda kariyer ilerlemeniz elinizden alındı...
2 yıl boyunca gerçekleştirmek istediğiniz tüm çalışma ve ilerlemeniz, akademik ve bilimsel olarak her şeyiniz engellendi...
Ulusal ve uluslararası başarılarınız çöp sayıldı...
Hak ve hukuk maalesef oldu guguk!
Kurumdan kovuldunuz...
Siciliniz bozuldu, uyarı cezasını göbek ata ata yapıştırdılar...
Hatta sizi kurumdan kovar kovmaz, pişkin ve yüzsüz bir şekilde, disiplin amiriniz tüm kurum çalışanları ile yemek ziyafeti bile patlatabilir...
Bitti mi? Tabii ki bitmez.
Henüz elinize ceza tebliği yeni tutuşturulup görev yeriniz isteğiniz dışında değiştirilmişken hoooop hemen peşine bir soruşturma daha koşa koşa gelir...
Hööttthööttt sistemine devam sistemi...
EEEE SİZE DE KOŞA KOŞA MAHKEMEYE GİDEREK ADALET ARAMAK KALIYOR
Oldu, disiplin amirleriniz masa başında otursun, adaletsiz ve hukuksuz yönetim işleri nedeniyle siz “Adalet istiyorum” diye dilekçe verin, dilekçeleriniz işleme girmesin, sümen altına veya çöpe atılsın...
Hem kurumdan kovulun, hem 2 yıl boyunca ilerlemeniz engellensin, hem mesnetsiz şekilde sağlık kuruluna sevk edilin, hem türlü çeşit mobbing görün, hem bir tuhaf soruşturmanın ardından vakit kaybedilmeden size disiplin cezası verilsin, hem liyakat sahibi olduğunuz halde yöneticilik hakkınız elinizden alınsın...
Hem de mahkemelere koşup adalet aramak size kalsın...
Avukat parasına maaş karşılığı çalışın, durun...
Dava, harç ücretlerine sürekli zam üstüne zam gelsin...
OHH, KAMUDA MAKAM AĞALIĞINA BAKAR MISINIZ? KAYMAKLI KADAYIF VALLA!
Sonra sizin karşınıza geçsinler; pişkin pişkin, sırıta sırıta “Mahkemeye git, hakkını ara” desinler...
Siz mahkeme mahkeme dolaşıp verilen keyfî ve püfürükten cezaların iptali ile uğraşırken avukat masrafı ve mahkeme harç ücretleri de bir dünya para...
Mahkeme en az bir yıl sürecek…
Farzı misal, mahkemeyi kazandınız...
Makam ağalarının elinde disiplin cezası vermek için enstrüman mı yok? Sürüsüne bereket. Nasıl olsa hak yok, adalet yok, keyfî uygulama çok...
Bir daha püfürükten bir ceza veriverirler, ne olacak ki?
Yine size koştur koştur git mahkeme mahkeme dolaş, cezayı iptal davası aç...
Valla ne yalan söyleyeyim, bizim kamudaki makam ağalarının keyfîliği eminim Kanuni Sultan Süleyman’da dahi yoktur...
Üstelik o koskoca cihan padişahı olduğu halde...
Eee sonuç?
Onlar makamlarında keyifleri yerinde, ceplerinden tek kuruş dahi çıkmıyor. Hatta devletten alacakları tüm ödemelerini kuruşu kuruşuna alsınlar...
Ama diğer taraftan hakkınız olduğu halde, alabileceğiniz hakkınız olan ne kadar ek gelir mevcutsa veya yapmanız gereken ne kadar çalışma varsa hepsini anında keserler...
Sadece ast itaatkâr takımının hiçbir gelirini kesmezler...
Hatta onlara göstermelik bir gezi düzenlemesi yaptı diye dahi ödül patlatıverirler...
DİSİPLİN AMİRLERİ “ÇOK İYİ İŞ YAPTI” İZLENİMİ VERMEYİ HİÇ İHMAL ETMEZLER...
Çok iyi iş yapıyormuş izlenimi vermek için sosyal medyadan sürekli iki üç fotoğraf patlatırlar; “Şöyle iş yaptık, böyle başarılı olduk” cinsinden, hepsi göstermelik çalışma ve sözüm ona başarıdan ibaret maksat dostlar alışverişte görsün cinsinden...
Siz de yıllarca mahkeme mahkeme dolaşın, hem kariyeriniz elinizden gitsin, hem aile huzurunuz bozulsun, hem başarı potansiyeliniz tamamen çöp olsun...
Hem huzur ve sükunetiniz gitsin elinizden...
Sizin başınıza bunlar gelirken torpilli koşsun makama pişkin pişkin, yüzsüz yüzsüz, sırıta sırıta, rezervasyonlu şekilde makama otursun ve siz kurumdan kovulurken içlerinin yağı erisin diye iştahla ona canlı olarak izletilsin…
YANİ SİSTEM SİZE DİYOR Kİ: “SAKIN HA! ADALET DEME! KURUMLARIN HUZURUNU BOZMA!”
Şahane sistem!
Liyakat sahibi olma, başarılı asla olma!
Orta düzeyde kal, “Böyle olduğun yerde şahanesin”…
Disiplin amirlerinden daha çok akademik kariyer yapma!
Yoksa…
Kurumların huzurunu bozarsın, torpilin yoksa. Özellikle Ankara’da dayın yoksa, sakın ha! Yönetici olmaya kalkışma! Ne haddine!!!
Sendikada adamın yoksa, asla. Yoksa sendikaya gitseniz, “Mobbing görüyorum” diye avukat isteseniz dahi avukatla görüşebilmek şöyle dursun, buna layık olup olmadığınıza karar vermesi için size “Şu bilişimci ile görüşün, size çok bile!” derler...
Anlayacağınız, sendika denilen kurum tamamen torpiliniz varsa var, torpiliniz yoksa öyle bir hakkınız da yok. Sadece adı var, kendi ortada yok. Sendika işine gelmezse sizi ne duyar, ne görür...
Hele hele hak ve adalet sakın ha demeyin!
“Yapılan tüm usulsüzlüklere ve keyfî uygulamalara göz yum, kamuya kapak atmışsın maaşına bak sen, al maaşını, sus, otur, sesin çıkmasın!” mesajı size sürekli olarak her yerden ve herkes tarafından verilmek istenir...
Öyle bir ahval ve şerait içinde bir sistem ki…
Disiplin amirleri keyfî cezalar vermesin de n’apsın?
Hadi, varın, buna da siz cevap verin…
Sistem sanki disiplin amirilerine “Kafanıza göre takılın” diyor...
Sonra bir de “Ülkemizde başarı çıtası niye düşük?” diye soru sormaları yok mu?… Keyfî uygulamalardan dolayı…
Ülkemizde hukuk hiçe sayılıyorken başarı nasıl olsun? Bu acayip uygulamalar yüzünden başarıyı ara ki bulasın… Başarı dediğin, tutarlı ve geçerli hukuk sisteminde olur...
Sanki bilmiyormuş gibi bir de sormuyorlar mı?
Hem suçlu, hem güçlü disiplin amirleri olduğu sürece siz başarı çıtasını yükseltmeyi bırakın, mevcut çıtanızı koruyun da oturup ona şükredin...
Ey kamu çalışanı, bu ahval ve şerait içinde, torpilin yoksa birinci vazifen; sus, otur, sesin çıkmasın, “itaat et, rahat et”...
Yoksa hööttthööttt sistemine tabi olursun…
Benden söylemesi...