Her yaz, ciğerlerimizi yakan, gökyüzünü kara dumanlarla kaplayan orman yangınlarıyla yüzleşiyoruz. Bu sadece ağaçların yanması değildir; kuşların yuvası, toprağın bereketi, geleceğimizin nefesi küle karışıyor. İşte bu noktada, ateşin tam kalbine yürüyen bir avuç kahraman devreye giriyor: Orman işçileri, Kızılay gönüllüleri ve fedakâr ekiplerimiz.
Türk Kızılay, son dönemde orman yangınlarıyla mücadelede hayati bir adım attı. Afet bölgelerinde görev alacak gönüllüler için hazırladığı ilk yardım bilgilendirme ve uygulamalı eğitim videoları, bu mücadelenin en kritik halkasını oluşturuyor. Çünkü yangın sadece ağaçları yakmaz; dumandan zehirlenen insanı, alevden kaçarken düşen yaralıyı da kurtarmak gerekir. İşte Kızılay’ın gönüllüleri, yanık tedavisinden dumandan etkilenmeye, bayılmalara kadar acil müdahaleyi sahada uygulamalı olarak öğreniyor.
Benim gönlümde, bu fedakâr insanlar sadece birer görevli değil; ormanların sessiz kahramanlarıdır. Çukurova’nın Toroslar’ında, ateşin ortasında alevlerle savaşan o ekipler, adeta modern bir destan yazıyor. Ağaçların kökünde gizli dualar, kuşların kanadında minnet var onlara… Kimi zaman sırtında hortumla, kimi zaman sadece bir kazma kürekle, ama her zaman yürekten bir cesaretle ilerliyorlar.
Bir köşe yazarı olarak şunu söylemek isterim: Bu insanlar alkışın çok ötesinde bir değeri hak ediyor. Çünkü onlar yanarken bizim nefesimiz sönmesin diye ateşe koşuyorlar. Kızılay gönüllüleri, orman işçileri ve bölge müdürlüğü ekipleri, sadece alevi söndürmüyor; umudumuzu diri tutuyor.
Bu satırları yazarken gözümün önüne Adana ekibi geliyor. Günlerce süren mücadele, yanan toprağın üzerinde bile filizlenen yeşilin inadı, onların alın teriyle mümkün oluyor. O yüzden bir kez daha gönülden haykırmak istiyorum:
Helal olsun, helal olsun!
Ormanın kahramanlarına, insanlık için ateşe yürüyen yüreklere bin kez helal olsun…
Yorumlar
Kalan Karakter: