Güney Kore gelişmiş bir ülke statüsüne sahip, Asya'nın en büyük dördüncü ekonomisine ve dünya'nın da en büyük on beşinci (GSYİH) veya on ikinci (SAGP) ekonomisine sahip bir ülkedir.
Güney Kore'de insanların yaşam standartları yüksektir.
Vatandaşların alım gücünden (kişiden kişiye değişir) tutun da çalışma hayatlarına kadar yaşam standartlarının yüksek olduğu ayrıca kendi teknolojisiyle birlikte yabancı markaların yanı sıra önceliğin yerli markalara verilmesiyle birlikte şahlanan bir ülke konumundadır.
***
Ortalama 50 milyon nüfusu olan Güney Kore'de, insanlar yerli imkanların yanı sıra geleneklerine de bağlıdır.
Kişinin doğumundan tutun da cenazesine kadar geleneklerine bağlı olan bir ülkede öncelik geleneklerin yaşatılmasıdır.
Geleneklerin yaşatılmasının yanı sıra ülkede belirli kurallar vardır. Toplumdaki herkes bu kurallara uymak zorundadır.
Kimsenin uymamak gibi bir lüksü de olamaz.
***
Bunlardan biri de çöp sistemi.
Mesela Güney Kore sokaklarında yürüdüğünüz zaman yerde tek bir çöp dahi göremezsiniz.
İnsanları, değil yere çöp atmak evlerindeki yemek artıklarına varana kadar çöpleri ayrıştırır.
Evlerde, iş yerlerinde, dükkanlarda; cam, kağıt, yemek, plastik, aklınız gelebilecek her şey tek tek ayrıştırılıyor.
Ayrıştırılan çöpler ise ayrı ayrı poşetlenerek kendilerine ait olan geri dönüşüm kutularına atılıyor.
Bir restoranda yemek yedikten sonra kullanılan peçete bile tabak içinde artan yemeğin yanında atılmaz.
Çünkü yemek artıkları ve peçete ayrı atılması gereken atıklardır.
Yemek artıkları bile kendi içinde ayrılır. Mesela yumurta kabuğu yemek artığı sayılmaz. Onu evsel atığa atmanız gerekir.
Öncelikle evde tek tek atıkları ayırırsınız ardından da sokaklardaki geri dönüşüm kutularına atarsınız.
Geri dönüşüm kutuları ise haftada bir gün toplanır ve taşıyıcılara yüklenip dönüşüm merkezlerine gönderilir.
***
Yani anlayacağınız Güney Kore'de çöp sistemi bile düzenli bir şekilde ilerler.
Elbette bunun abartılır bir tarafı yoktur.
Zaten burada amacım ülkenin çöp sistemini övmek değil..
Burada dikkati çekmek istediğim konu; insanların toplum arasında oturan bir düzeni devam ettirmesidir.
Bir kişi de çıkıp buna itiraz etmez mi? Etmiyor işte..
Yani burada herkes kendi üzerine düşeni yapıyor.
Elbette ülkeyi tek bir çöp sistemiyle değerlendiremeyiz. Lakin insanların bu denli dikkat etmesi ve toplum kurallarına uyması toplumdaki refah düzeyini arttırır.
***
Bunları gördükçe, duydukça kendi ülkemizin bunlardan neyi eksik diye düşünmüyor değilim.
Sahi neyi eksik?
Aslında hiçbir şeyi.. Sadece biz insanların üşengeçliği ve işi başkasına yıkmak istemesi var.
Hani eski insanlar bir kişinin evinin temiz olup olmadığını kapısının önünün temizliğinden anlardı ya.
Şimdilerde değil kapının önü, insanın kendisinden bile temiz olup olmadığını anlarsın.
***
Öncelikle sokaklara bakın nasıl?
Sadece yerler değil, çevrenize bir göz gezdirin bakalım neler göreceksiniz?
Şahsen ben her gün yürüdüğüm yolda adım başı çöp görüyorum.
Sigara izmaritler, çikolata paketleri, kağıtlar, şişeler ve daha bir sürü pislik..
***
Üstelik bu durum azalmak yerine giderek artmaya başladı.
Öyle ki insanlar artık çöp kutularına dahi çöpünü atmıyor.
Dışarıda yaptığınız bu pisliği evinizde de yapabiliyor musunuz?
Mesela evde yediğiniz bir yiyeceğin çöpünü odanın ortasına mı atıyorsunuz?
Elbette atmıyorsunuzdur..
***
Peki ya dışarıda neden yapıyorsunuz?
Çevrenizde muhakkak ki çöp kutusu vardır.
Neden çöpe atmak yerine yere atıp çevreyi daha da kirletiyorsunuz?
Hadi bunu da geçtim çöpün içerisine atmak varken dışına atmak ne?
Her birey öncelikle kendi sorumluluğunu bilip dikkat edecek.
Ardından da yakın çevresindekileri uyaracak.
Ama biz ne kendimiz dikkat ediyoruz ne de çevremizdekileri buna teşvik ediyoruz..