Ülkemizde, 06 Şubat Pazartesi günü sabah saat 04.17 sıralarında merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçesi olan 7.7 ve 7.6 şiddetinde 2 deprem meydana geldi.
Deprem, merkez üssü Kahramanmaraş olmak üzere, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlırurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay'da da büyük sarsıntıya neden oldu. Ve bu illerde büyük yıkıma yol açtı.
AFAD'ın güncel verilerine göre, deprem dolayısıyla hayatını kaybeden insan sayısı şuanda güncel olarak 36 bin üzerinde.
ACI
Depremi yaşayan illere baktığımızda neredeyse şehrin yarısı hatta büyük çoğunluğu yok.
Bu denli büyük bir felaket sonrası oluşan enkazlar, enkazların altında kalanların verdiği yaşam mücadelesi ve onları kurtarmak için dışarıda canhıraş mücadele edenler var.
Bir gece bizi uykumuzda yakalayan ve ''Asrın Felaketi'' diye adlandırılan olay, günlerdir bize acı veriyor.
Yalnızca deprem bölgeleri değil tüm Türkiye acıya hapsoldu.
İnsan derin uykusundan böylesi bir felaketle kalkınca tam olarak ne olduğunu anlamıyor. Ama zaman geçtikçe, ve depremin verdiği hasar göz önüne serilince acıyı iliklerine kadar hissediyorsun.
Bir yandan da günlerdir maruz kaldığımız görüntüler, olaylar artık kaldıramayacağımız kadar büyük boyutta.
Depremden etkilenen illerden Adana'da yaşayan biri olarak deprem bir gece ansızını bizi de buldu. Ne kadar acıdır ki, biz kendi canımızı kurtardığımıza, bize birşey olduğuna sevinemiyoruz bile. Hem depremi yaşayan biri olarak hemde verdiği hasarı gören biri olarak şuanda şükredemiyoruz.
Zaten yitip giden onca cana ve enkaz altındaki kurtarılmayı bekleyen insanlara rağmen kendimizi düşünmek bencillik olur.
Evet ölmedik diyoruz çok şükür ama yaşamıyoruz da..
ARTÇILAR KABUSUMUZ OLDU
Depremin merkez üssü dahil birçok şehirde büyük yıkımlar yaşanırken, bölgedeki artçılar da devam ediyor.
Bugün yetkililerden yapılan açıklamaya göre; şu ana kadar 4 bin 700 civarında artçı sarsıntının yaşandığını bildirildi.
Bu artçılar ise her 4 dakikada bir meydana geliyor ve büyük bir bölümü hissedilebilir düzeyde.
Yani sabaha karşı ansızın bizi vuran felaket hala devam ediyor.
Belki ilk ikisinde olduğu gibi büyük boyutta değil artçılar. Her ne kadar büyük olmasa da artçıların devam etmesiyle brilikte sürekli sallanmak yada sallandığını hissetmek insanı psikolojik olarak çökertiyor.
Bir gece ansızın bizi vuran felaket, artçılarla birlikte kabusumuz oldu.
BÜYÜK FELAKET
7.7 ve 7.6 şiddetindeki deprem sonrası kimi evler yıkılırken, kimi evlerde ya ağır ya orta yada az hasar aldı.
Yaşanan felaket o kadar büyük ki..
Ve yaşanan felaket o kadar korkutucu ki..
Bunu anlatmaya yetecek kelimeler yok.
Adana'da daha çok apartmanların yıkılmasıyla birlikte yüksek katlı binalarda oturanlarda evlerine girmeye korkuyor.
Dolayısıyla çok katlı binalarda oturanlar ya müstakil evi olan yakınlarının yanına gidiyor ya dışarıda araçlarında yada parklarda kalıyor.
Hatta evi hasar almamış insanlar dahi evlerinde korku içerisinde yaşıyor.
Çünkü yaşanan artçılarla birlikte depremin etkileri hala üzerimizde.
NEREDESİNİZ?
Depremden sonra hasar alan binaların belirlenmesine yönelik çalışmalar başlatıldı.
Binalar ağır hasarlı, az hasarlı ve hasarsız olarak kategorize edilerek, hem yetkililer tarafından hemde e-devlet üzerinden insanlara bildiriliyor.
Yakınlarının evlerinde kalanlar kendilerini yük hissediyor. Depremden bu yana daha da soğuyan havayla birlikte dışarıda kalan insanlarda artık evlerine girmek istiyorlar. Bunun içinde önce kendilerine verilecek bir güvenceyi bekliyorlar.
Günlerdir evlerine girmeyen, evinde korku içinde yaşayan ve evine dönmek isteyen vatandaşlar Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü'nden görevlilerin gelerek, evlerini kontrol etmelerini istiyor.
Ancak ne gelen var ne giden.
Ne soran var ne de bilgi veren.
İnsanlar sanki kaderine terkedilmiş gibi...
İnsanlar dışarıda perişan haldeyken ve bir açıklama beklerken siz neredesiniz Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü?
Vatandaşların sesine ne zaman kulak vereceksiniz?