Her biri bıraktığı çentik acısı ile çığ gibi bir öfke büyütüyor içimizde.
Öfkenin sebebi ise adliye salonlarında verilen utanç sebebi kararlar..
Bir kadının dünyaya getirdiği insanoğlu nasıl olur da bir başka kadına kıymayı düşünebilir?
**
Suçluların hemen cezasını çekmesini ancak o şekilde içimize su serpileceğini düşünüyoruz.
Keza geç kalınmış dahi olsa yeni alınacak kararların takipçisiyiz.
Adalet bakanı Bekir Bozdağ’ın teknik çalışmalarını yürüttüğü düzenlemelere göre iyi hal indiriminde düzenlemeye gidilecek.
Mart ayında düzenleme TBMM’nin gündemine taşınacak.
Yasalar için bir düzenleme başlangıcı olmasını umuyoruz.
**
Peki eksik olan sadece bunlar mı? Elbette değil!
Yargının caydırıcı cezaları dahi olsa bu cinayetleri tamamen durdurulması için başka önlemlerde alınması lazım.
Elbette ki insanların her birine kamera takamayacağız. Ama bir birey önce ailede yetişir sonra okul hayatına başlar. Yani demem o ki; iş ailede başlıyor..
Aile küçüklükten çocuklarına bu terbiyeye vermeli ki ilerde bu gibi durumlar yaşanmasın.
Bazı yerlerde hala ''Erkektir yapar'' gibi çağ dışı düşünceler hakim. Keza bunların da artık bitmesi gerek.
Böyle diyerek poh pohladığınız evlatlarınız ilerde bir suç makinesine dönüşebiliyor..
Bunu söylerken bunları da göz önünde bulundurun derim.
**
Peki ya dizi/ sinema ve reklam sektörünün kadını pazarlama alışkanlığına ne demeli?
Teşvik bu noktadaki azmettirici kavramımız. Göz ardı edilen dikkatsizce oluversin gitsin mantığı olan her işin dönütü insana zarar verir.
Bazen iyi niyetle, kadınların psikolojik ve fiziksel yaşadığı zorbalıkları anlatmak adına yazılan senaryolar da cinayetlerin sebebi oluyor.
Verilmek istenen mesaj yönünden sapıyor.
İzler kitle yalnızca sizin ders vermek istediğiniz kitle olmuyor.
Dünyaya gelen yeni hayatların masum akıllarına da bunları enjekte ediyorsunuz..
**
Öte yandan sevgili meslektaşlarımın cinayet haberlerini paylaşırken kullandıkları dil çok önemli.
Bir kadının öldürülmesini, şiddete maruz kalmasını giydiği kıyafete bağlamak etik olmamakla beraber okuyucunun hafızasına da bir kod bırakır.
**
Şunu da unutmayalım ki; bir sonraki neslin düşünceleri bizimle yeşerecek.
Hikaye kitabı mı yazıyorum, çizgi film mi yapıyorum, çocukların kadın ve erkek adaletini kavramalarını sağlamalıyım.
Dizi, film mi çekiyorum? Öğretmen miyim, yahut bir ebeveyn elimden geleni yapmalıyım ve önce kendi kadına ve erkeğe olan bakış açımı süzgeçten geçirmeliyim.
Gereken ilgiyi ve önemi hepimiz vermeliyiz.
Ancak o zaman kadın cinayetlerini el birliği ile bitirebiliriz.