Sevgisizlik veya değersizlik, erken çocukluk yıllarında başlayarak, bizim kontrolümüz altında olmadan oluşan bir duygu ve inanç durumudur.
Yani küçük bir çocuğun doğduğu aile sevgi göstermeyecek yapıdaysa çocuk hayatının ilk yıllarında sevgisizlik yani diğer bir anlamıyla değersizlik duygusuyla büyüyerek ''Sevgisiz büyüyen insan'' kategorisine dahil olur.
Yaşanan tüm kötü olayların temeline baktığımız zaman ise sevgisizliğin yattığını görürüz.
**
Çevremizde ve haberlerde çıkan olaylara dikkat ediyorum da hep cinayet, bıçaklı yaralama, silahlı saldırı gibi olaylar.
Olayın özüne baktığımda da artık şaşırmıyorum.
Çünkü hemen hemen hepsinin altında sevgisizlik ve güvensizlik yatıyor.
**
İnsan yaşamı boyunca her daim sevgiye muhtaç ve sevgiden beslenen bir varlık olmuştur.
Aslında bakarsak kainatta her şey sevgi ile meydana gelmiş ve sevgi ile güzelleşmiştir.
Nereye bakarsak bakalım işin ucunda mutlaka sevgi görürüz.
Ama şuanki durumumuza baktığımız zaman bunun olmadığını ve yaşanan kötü olayların birçoğunun da sevgi yoksunluğundan kaynaklandığını görebiliriz.
**
Sevmek, sevilmek bize yaradan tarafından verilen en güzel duyguyken biz insanlar bu duyguyu ayaklar altına alıp ezmekten başka birşey yapmıyoruz ne yazık ki..
Oysaki sevgiyle bakılan her şey daha güzel ve daha huzurlu olur.
Sevgi iyileştirir,
Güçlendirir,
Zarar vermez,
İncitmez,
Kırmaz,
Üzmez.
**
Sevgisizliğin getirdiği sonuçlar yapılan deneylede kanıtlanmıştır.
Deneyde; iki çiçeğimiz var. Bir çiçeğe sadece güzel sözler söylenirken, diğerine kötü sözler söyleniyor. Bu bir süre böyle devam ediyor. Aradan bir süre geçtikten sonra bakılıyor ki güzel söz söylenen çiçek açmış güzelleşmiş, kötü söz söylenen çiçek ise solmuş...
Baktığımız zaman her şeyin mayasında sevgi vardır. İnsan da böyledir aslında.
Sevgi görmediği vakit kötülüğü tercih eder veya iradesi dışında o tarafa itilir.
**
Oysaki sevmek ve sevilmek dünyanın en güzel duygusuyken neden kendimizi bu kötülüğe maruz bırakıyoruz?
Dönüp bunu sorgulamalıyız önce...