Hava kirliliği, insan sağlığına ve eko-sistemlere zararlıdır. Mevcut standartlara göre, insan nüfusunun büyük bir kısmı sağlıklı bir çevrede yaşamamaktadır.
Kış aylarının gelmesiyle birlikte hava kirliliği de arttı.Yakılan kömürlerin dumanları tüm mahalle ve şehri kaplamış durumda.Mahallelere baktığımız da ise durum çok daha vahim..
Yakılan kömürün dumanı tüm mahalleyi sarıyor. İnsanlar oluşan hava kirliliğinden dolayı dışarı çıkamaz oldu.Özellikle akşamları daha yoğun olan duman dolayısıyla hava şartları olumsuz etkilenirken,insanların solunum sistemleri zarar görmekte ve erken ölümlere yol açmakta.
Özellikle akşam saatlerinde daha yoğun olan duman sebebiyle dışarı çıkmamaya gayret edelim.
***
Partikül madde,nitrojen dioksit ve yer seviyesinde ki ozon, günümüzde genel olarak insan sağlığını en çok etkileyen iki kirletici olarak kabul edilmektedir. Bu kirleticilere uzun süre ve yüksek düzeylerde maruz kalmak, solunum sisteminin olumsuz şekilde etkilenmesinden erken ölüme kadar, geniş yelpazede etkilere neden olmaktadır. Avrupa'daki şehir sakinlerinin yaklaşık %90'ı, sağlık açısından zararlı kabul edilen hava kalitesi seviyelerinin üstünde konsantrasyonlara sahip kirleticilere maruz kalmaktadır. Örneğin, havadaki ince partikül madde (PM2.5) konsantrasyonunun, AB’de yaşam beklentisini sekiz aydan fazla azalttığı tahmin edilmektedir. Benzo(a)pyrene, önemi her geçen gün artan kanserojen bir kirletici olup, özellikle orta ve doğru Avrupa başta olmak üzere birçok kentsel alanda insan sağlığını korumak için belirlenmiş eşik değerin üzerinde konsantrasyonlara sahiptir.
***
Hava kirliliği kaynakları:
Antropojenik ve doğal olmak üzere çeşitli hava kirliliği kaynakları bulunmaktadır:
- Elektrik üretimi, ulaşım, endüstri ve hanelerde fosil yakıtların yakılması;
- Kimya ve madem sanayinde olmak üzere; endüstriyel prosesler ve solvent kullanımı
- Tarım;
- Atık arıtma;
- Volkanik patlamalar, rüzgarla taşınan toz, deniz tuzu serpintisi ile bitkilerdeki uçucu organik bileşiklerin emisyonları doğal emisyon kaynaklarına örnektir.
Hava kirliliği aynı zamanda çevremize de zarar vermektedir.
- Asitlenme, Avrupa‘nın aşırı sülfür ve nitrojen bileşikleri ile asit birikimine maruz kalan hassas ekosistem bölgelerinde 1990 ve 2010 yılları arasında önemli ölçüde azaltılmıştır.
- Ötrofikasyon, ekosisteme aşırı besin maddesi girişinden kaynaklanan bir çevre sorunu olup, bu alanda daha az ilerleme kaydedilmiştir. Aşırı atmosferik nitrojenden etkilenen hassas ekosistem alanlarında, 1990 ve 2010 yılları arasında yalnızca çok düşük düzeyde azalma kaydedilmiştir.
- Yüksek ozon konsantrasyonlarına maruziyet, tarım ürünlerine hasar vermektedir. Tarım ürünlerinin çoğu, bitkilerin ozon hasarından korunmasına yönelik uzun vadeli AB hedefini aşan ozon seviyelerine maruz kalmaktadır. Bilhassa güney, orta ve doğu Avrupa’da tarım alanlarının önemli bir oranı, AB hedef değerlerinin üzerindeki ozon seviyelerine maruz kalmaktadır.