Adana'da yaz mevsimi çok zorlu ve dayanılmazdır.
Sıcaklar 50 dereceleri bulur.İçeride de durulmaz,dışarıda çıkılamaz.
Çıkan da biran önce işini halledip evine dönmeye bakar.
Zaten kimse bu sıcakta dışarı çıkmaya cesaret edemez.
**
Dışarısı o kadar sıcaktır ki, insanlar güneşin altında uzun süre durduktan sonra kendine gelemez olur,güneş çarpar.
Bu kavurucu sıcaklarda klimasız durmak ise işkencedir. Ama malum (fahiş) fatura fiyatları..
Özellikle bu hayat pahalılığında sıcaktan bunalmak pahasına klima da açıl(a)maz.
**
Adana'da yaz mevsimi demek sulama kanalı mevsiminin başlaması demektir.
Bunaltıcı sıcakların gelmesiyle beraber çocuklar serinlemek için çareyi sulama kanallarında arıyor.
Üstelik serinlemek için girdikleri kanallarda boğulma tehlikesiyle karşı karşıyalar.
Tabi kanalların etrafında hiçbir önlem olmaması da buna bir sebep.
Hem ücretsiz hem istediğin saat gir. Bir taşla iki kuş.
Çocukların serinlemek için girdikleri kanallar kaç cana mezar oldu, kaç kişi yitip gitt bu yüzden sayısı bilinmez.
Her ne kadar tehlikesiz görünse de aslında tehlikenin kucağına atlıyorlar.
**
Yaz başından bu yana sulama kanalına giren kaç çocuğun ölüm haberi geldi.
Kaç can bu yüzden yitip gitti.
Okullar da kapanıyor. Böylelikle çocuklar daha çok sulama kanallarına yönelecek.
Buda daha fazla kayıp demek.
**
Her yıl aynı trajedi yaşanıyor.
Yaşanıyor ama kimsenin de önlem aldığı yok.
Zabıta ekiplerince sulama kanallarının etrafındaki esnaflar ve vatandaşlar bilgilendirildi ama yetersiz.
Caydırıcı önlemler alınmadığı sürece de bu böyle devam edecek.
**
Öncelikle ailelerin bu konuda bilinçli ve dikkatli olması lazım.
Sulama kanallarına gitmelerine müsaade etmeyin ve peşlerine düşün.
Sulama kanallarındaki tehlikenin boyutlarını anlatın, bilinçlendirin.
Bilinçlendirin ki ölüme kulaç atmasınlar..
Kısacası çocuklarınızın peşine düşün ki, sabah dışarı çıkan evladınızın akşam tabutuna sarılmayın.
'Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın' derler.
O zaman geri dönüşü de olmaz, yitip giden canın ardından büyük bir acı kalır.
**
Her yıl yaşanan bu olaya artık dur demenin zamanı geldi de geçiyor bile.
Bu konuda haberler yapıldı, köşe yazıları yazıldı ama gören duyan yok demek ki..
Bizde yazmaya devam edelim ki, birileri görsün ve harekete geçsin.
Umarız ki artık görmezden gelinmez ve buna çare bulunur.
Basit bir başsağlığı giden canı geri getirmez. Getirmediği gibi kalan acıyı da almaz.
O yüzden bize önce icraat lazım.