2021-2022 Eğitim öğretim hayatının başlamasıyla birlikte çocuklarımız okula gitmeye başladı.
Gidiyorlar gitmesine ama nasıl..
Öğrenciler eğitim alırken bir yandan da hastalıkla mücadele veriyor.
**
Eğitim sancılı,eğitim sorunlu.
Sınıflar çok kalabalık,sıralar yetersiz.
Okulların çoğu çok kalabalık.
Velilerden hala temizlik, dezenfektan, A4 kağıt gibi çeşitli ihtiyaçlar adı altında para alınıyor.
**
Vatandaş bu zorlu süreçte zar zor geçimini sağlarken birde kırtasiye masrafı+okulun ihtiyaçlarının giderilmesi bekleniyor.Zaten çocukların servis, yemek, kırtasiye, harçlıklarını karşılamakta zorlanan milyonlarca öğrenci velisi olduğunu biliyoruz.
Vatandaşa çok yükleniliyor, çok.
**
Okullarda 50-60 kişilik sınıfların olması kabul edilebilir mi?
Hem de bu dönemde,pandemi hala devam ediyorken!
Covid-19 salgının devam ettiği bu zamanda, okullarında açık olduğu,sınıfların hınca hınç dolduğu bir ortamda eğitimin daha büyük bir sorunu var; hastalık..
Covid-19'a yakalanmak korkusu okulda herkesi sarmış.
**
Veli korkuyor,Öğretmen korkuyor, bu sancılı süreçte öğrenciye yansıyor.
Ve böyle bir atmosferde kalabalık okul ve sınıflarda yüz yüze ders yapılıyor!
**
Okulları açık tutabilmek için tıbbi uygulamalarla idari yaklaşımlar çarpışıyor.
Tabii ki idare kazanıyor, karantina ve izolasyona yeni yorumlar getiriliyor…
İdare okulların açık kalmasını istiyor.
Bir yanda yaşam, diğer yanda ölüm,
Öte yanda gerçekler, bir yanda ihtiyaçlar;
**
İlk, orta, yüksek eğitim ve öğretimde 20 milyonun üzerinde çocuğumuz, gencimiz okuyacak.
Sınıflar kalabalık, okullar yetersiz,
Adana'nın birçok yerindeki okulda 50 kişilik sınıflar var.
Öğretmenler de dertli, veliler de… Hatta öğrenciler de.
Öğrenci anne babası olmak çok maliyetli, yük çok ağır…