Kadın mıdır erkeği doğuran yoksa erkek midir kadına kaburga kemiğinden bir parça sunan?
Erkeğin kadından önce yaratılmış olmasından mıdır daha güçlü ve kudretli görünme çabası?
Yoksa;
Erkeğin kaburga kemiğinden yaratılmış olması erkeğin tanrıya, kadının ise erkeğe bağlı kalması için midir?
Tanrı insanı yarattığı günden bugüne kadının yeri, işlevi, neden yaratıldığı, huyu, suyu tartışılır durur.
Kadın neden bu kadar konuşulur, bilinmez ama.
İnsan demek yerine kadın-erkek denmesinin nedeni kadına vurgu yapmak için midir acaba?
Toplumda, dinde, siyasette, sanatta ve politikadaki kadının yeri ve önemi her dönem tartışma konusu olmuştur.
Kadının annelik ve kadınlık rolü dahi erkek egemen toplumlar tarafından kararlaştırılmış; kabuğunu kırmak ve rollerini değiştirmek isteyen kadınlar olduğu zaman ise günahkar, sapkın ve iffetsiz ilan edilmişlerdir.
Din adamlarının kadına bakışı da farklı olmamıştır. Kadın evinde çocuk bakan, saçını süpürge eden, kocasına itaat eden hatta ve hatta "tanrıdan sonra secde edilmesi gereken biri olsa kocası olacağı" söylenen dini öğretilerle büyütülmüşlerdir.
Kadın sadece anne ve toplumun belirlediği rollerin kadını olmamış aynı zamanda toplumun ve ailelerin baskısı ile de baş etmek zorunda kalmıştır. Bunun için kadın anneliği, ev hanımlığı, iş hayatı dışında toplumun baskı kurduğu bu konularda da efor sarf etmek zorunda kalmıştır.
Toplumumuzun atasözleri dahi kadına geçmişten bugüne biçilmiş rolleri ve erkeğin gözünde nerede olduğunu gösterir.
Elinin hamuru ile denir, kadının sırtından sopayı karnından sıpayı diye eklenir. Eksik etek, saçı uzun aklı kısa... Bu atasözlerinde aşağılama ve erkeğin ego tatmini olduğunu görmek zor değil. Asıl garip olan ise belli bir yaşın üstünde erkek evlat düşkünü kadınların da bu erkekler kervanına katılmış olması. Önce kızları sonrasında gelinleri üzerinden uyguladıkları kadın rolü baskısı genetik aktarım gibi soydan soya veya görerek öğrenme yolu ile de aileden aileye aktarılır durur.
Nietzsche; kadından bahsederken "tanrının ikinci hatasıdır" der ve bence bunu söylerken erkeğin ilk hata olduğunu kast etmez. Bunu düşünürün diğer sözlerinden anlayabiliriz.
Evet, gelelim kadın olarak benim kadın üzerine düşüncelerime.
Elinin tüm renkleri ile doğduğu günden itibaren ailesini, eşini, çocuklarını, girdiği her ortamı rengarenk boyayan insandır “KADIN”!