Yağmurlu bir havada, elimde poşetlerle yürürken karşı kaldırımda ellerinde peçete olan çocuklar çarptı gözüme. Her gün sokaklarda karşımıza çıkan onlarca çocuktan sadece birkaçı. Çorapsız , terlikle... Yağmura sarılışları, tabii peçeteleri de.
‘Sokakta yaşayan’ ve ‘sokakta çalışan çocuklar’ sadece ülkemizde değil tüm dünyada öncelikli çözüme kavuşması gereken konular arasındadır.
Çocuklar neden sokakta?
Sokakta maruz kaldıkları kötülük ve tacizlerden onları kim koruyacak?
Bu çocukların aileleri ile ilişkileri ve ailelerinin genel durumu nedir?
Sokak çocuğu ne demektir?
Sokak çocuğu, tanımı zor bir kavramdır. Çocukların yaşamlarının büyük bir kısmınını sokakta geçiriyor olmasından kaynaklı ve sokakta çalışarak para kazandıkları için verilmiş bir isim olsa da kulağa hiç hoş gelmiyor. Çünkü; bu çocuklar sokağa ait değil.
Çocuklar sokakta yaşamaz.
Küçük yaşta çocuklar çalıştırılmaz, çalıştırlmamalı. Ayrıca devlet bu yaşta çocukların korunmasından mesuldür.
Toplumsal ve sosyal anlamda ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Örneğin; bu çocuklar diğer çocuklar ve aileleri tarafından dışlanmaktadır. Yasadışı suçlara karışma olasılıkları oldukça yüksektir. Sosyal dışlanma ruhlarında tahribata yol açmakta ve onları hırçın, asi ve suça meyilli bireyler haline getirmektedir.
Bu hayatı onlar seçmedi, kaldı ki seçseler bile bu yaşam şekli çocukların isteğine bırakılacak bir konu değildir. Bu çocuklara yönelik ciddi bir pedagojik yardım, sosyal bir hayat ve ekonomik anlamda rahat bir yaşam sunmak hepimizin görevi.
Aileden başlanmalı. Devletin ilgili kurumları, belediyeler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları bu konuda elini taşın altına koymalı. Onlar için çalışma evleri, yaşam merkezleri, atölyeler kurulmalı. Eğitim hayatlarına devam etmeleri için teşvik edilmeliler.
İNSAN olduğumuz için yapmamız gerekenler var.
Acıyarak bakmamak.
Tiksinerek dokunmamak.
Sımsıkı sarılıp, onlara yeniden çocuk olduklarını hatırlatmak.