Dünya ve özelikle İslâm coğrafyası bilimin ve teknolojik gelişimin sonucunda ortaya çıkan olağanüstü bir suikasta şahitlik etti ve nokta atışıyla gelen gücün teknolojinin ve kararlı duruşun zaferini büyük bir sessizlikle izledi. Elinde mazlum ve mümin kanı olan İrancılık, mezhepçilik ve faşistlik gibi insanlık dışı despot bir anlayışa sahip ideolojik kin ve nefretle dolu bir şahsiyetin yok oluşu ve sonrasında yaşanan kriz ve gerilime sahne olmuş dünyanın ve İslâm aleminin emperyalizme boyun eğişini bütün saflık ve çaresizlik içinde izlenmekte.
*****
Süleymanî gibi bir cani gözünü inandığı, bağlısı olduğu ve İslâm'ın tek doğru yorumu olarak gördüğü “ŞİİA” mezhebi hedeflerine dikmiş, kendi davasının bir numaralı savunucusuydu. Ama, bugün onun ölümü karşısında İslam dünyasında yaşanan duygu kırılmaları ve derin uçurumlar kıyımlar ölümler sürgünler ve içinden çıkılmaz benlik, varlık hesapları ve emperyalizme karşı derin bir yenilgiyle sonuçlanan bir parçalanmış cesetler topluluğu... Bölgenin efsane komutanı olmasına sebep geçmişte başta Kürt’ler olmak üzere günümüzde Suriye, Irak, Lübnan, Libya, Fas, Tunus ve Yemen’de yaptıkları ve uygulamaları sonucunda oluşan vahşet, kan, gözyaşı, tecavüzler, açlık, sefalet ve yollarda dağlarda, denizlerde son bulan hayatlar sonucunda kafirin gökten ateş olup yağmasına duyulan büyük sevinçlerdir.
*****
Kasım Süleymanî öldürüldü..’ diye “ŞİİA” dünyasında derin bir üzüntü hali mevcutken, gözyaşlarıyla sokaklara milyonlar dökülürken ; karşı taraf yani, İran ve onun zalim politikaları ve katliamlarına maruz müminler sokaklara dökülüp raks etti, dans etti sevinç çığlıkları attı. Caddelerde yoldan geçenlere lokum, baklavalar dağıttı. Bu bile başlı başına İslâm coğrafyasının ne halde olduğunu göstermeye yetmiyor mu?
*****
Bu trajedik suikast bizlere şunu göstermekte İran bölgede efsaneleşmiş bir askeri liderini kaybetti ve sadece kaybettiğiyle kaldı. Ama bu coğrafyada artık her şey eskisi gibi olmayacağını da gösterdi. İslâm alemindeki bu bölünmüşlük yeni ve daha büyük suikastlara gebe olduğunu göstermekte. 1 Mart tezkeresiyle ABD’yi bölgeye taşıma hevesi içinde olanların şimdilerde bölgeyi terk etmesi yönünde boş lakırdıları sadece vicdan ve amigolarına yönelik bir politika olduğu gerçeklikten uzak ABD emperyalizminin bölgede sonsuza kadar varoluşunu yavaş yavaş hazmetmeye yönelik olduğu bilinmekte.
*****
Bizler “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım” diye sormamıza gerek kalmadan uluslararası “Şeytani düzen”in temsilcileri ile bir arada oturup planlar kurmadan , siyasi Emel’lerini ve şahsi çıkarlarını ön planda tutanlarla diyaloglar kurmadan öncelikle insani ve İslami birlikteliğimizi esas alacak yepyeni bir mücadele yöntemini ortaya koymamız gerekmekte. Aksi halde “Size gelen musibet, işlediğiniz (günahlar) yüzündendir..." (Şura, 42/30)ayetiyle karşı karşıya kalırız.
harikasin abim eline yuregine saglik