Dinsizlikte sınır tanımayanlar iyi okusun!
Bu yazımda tutuklanma meselesini tartışmaya gerek bile duymuyorum çünkü bilerek yapılmış, asıl meselenin dışına çıkılmış sözleri değil de tutuklanması tartışılır hale gelmiş.
Asıl mesele şu;
Bütün dinsizlerin, bütün islam karşıtı grupların, küfür ve hakareti fikir özgürlüğü sananların “Gülşen” denilen kadının etrafında kümelenmesidir.
Peki şaşırdık mı? Hayır!
Çünkü; ''dünyaları bir'' ''milletleri bir'' ''zihniyetleri bir''
Çıplak vücutlarıyla, don-kilot duruşlarıyla sanat yaptığını sanan sanatsızların.
Ateist, sosyalist, komünist, absürt ve sırf aykırı görünmek için konuşan soytarıların.
Sahte Atatürkçü, Kemalist, cumhuriyetçi, laik ve din düşmanı, sözüm ona televizyon, sosyal medya şarlatanlarının dine ve dinini samimi yaşamaya çalışanlara karşı alçakça sözlerine bir de çağdaş ve özgürlükçü deyip destek veren okumuş eşekler eklenince sorunun özü daha net anlaşılmakta.
Küfür tek milletir!
Günlerdir bütün televizyon programlarında, köşe yazılarında, görsel medyada ve sosyal platformlarda “Gülşen” denilen sanat soytarısı tartışılmakta. Masumane bir sözmüş denilip temize çıkarma gayreti ve tutuklanması üzerinden bir mağduriyet havası oluşturulmakta.
Hayasızlıkta, edepsizlikte sınır tanımayan birtakım çevrelerin dine özellikle düşmanlıkları bir takım çevrelerce de desteklenmesi, sahiplenmesi bu siyaset sahnesinde iktidarı hayal etmeleri anlaşılır gibi değil.
Tutuklanmasını abartılı bulabilirsiniz lakin yargılanıp toplum nezdinde rezil olmasını engelleyemezsiniz.
Beyler, “müslüman mahallesinde salyangoz satmaya kalkmayın” rezil olur, kepaze olur, yıllar yıllı iktidar diye inler ağlar uzaktan uzağa hayal kurarsınız.
Adına sanat dedikleri bedenlerinden başka bir marifetleri olmayanların sözleri ve davranışlarını desteklemekten vazgeçin, adil olun, dürüst olun.
Aksi halde 70 yıldır neredeyse iktidarda olan milliyetçi muhafazakar anlayışı bir 70 yıl daha beklersiniz.
Helalleşme diye dönüp dolaşan Sn Kılıçdaroğlu, Gülşen ahmaklık yaptı sen de destek oldun ve yüzbinlerce imamhatiplilerin onuruna, haysiyetlerine, yaşamlarına birlikte saldırmış oldunuz. Samimi değilsiniz.
Yolunuz da bir fikriniz de bir yaşamınız da bir. Şunu asla unutmayın;
Bu birliktelikler sizi ve zihniyetinizi asla ama asla iktidar etmez, bu halk size inanıp destek vermez.
Kabahati özründen büyük olanların lafları basit bir şakalaşma değil zihinlerinin arkasında biriktirdiklerinin yansıması dine ve dindara olan düşmanlıklarının açığa çıkmasıdır.
Yıllarca gerici, yobaz ve cahil dediniz yetmezmiş gibi buna sapık, ahlaksız, tacizci, tecavüzcü gibi ahlaki aşağılanmayı da eklediniz. “Prof” etiketli birine başörtülü psikolog, başörtülü psikiyatrist, başörtülü PDR uzmanı olamaz dedirtiniz!
Bir diğerine din eğitimi için orta çağ zihniyeti dedirtiniz!
Bir başkasına Türkiye asla o karanlık çağa bir daha dönmeyecek buna gücünüz de yetmeyecek dedirttiniz!
Dine olan düşmanlıklarınızı alenen ilan ettiniz. Ezana, camiye, müslüman yaşamına, başörtüsüne, İmam Hatip okullarına, Kur’ân kurslarına, samimi hocalara dil uzatmaktan, hakaret etmekten asla vazgeçmediniz!
Son olarak;
Gülşen’in sözleri asla sadece kendisini bağlayan ve bir özür ile geçiştirilecek sözler değil. Bir kesimin, bir zihniyetin tezahürüdür. Bu zihniyet bu coğrafyanın ancak çöp sepetinde yerini bulur.
İslam dini bu toplumda her ne kadar hak ettiği seviyede değilse de birilerinin siyasi oyuncağı haline geldiyse de kimsenin hakaretine alenen düşmanca söylemlerine müsade edilmemeli, toplum kutuplaştırılmamalı, düşmanlık tohumları ekilmemeli!